Büyüme Üzerine

“……..Bilge insan yaşayabileceği kadar değil, yaşaması gerektiği kadar uzun yaşar. Niceliği değil, daima niteliği düşünür….” Bu veciz söz dizisi tabi ki bana ait değil. Roma’lı Stoacı Seneca’nın Sicilya valisi Lucilius’a yazdığı mektuplardan birinde yer alıyormuş. Ben de aşağıda not olarak detayını vereceğim ve son iki günde bitirdiğim bir kitaptan alıntıladım. Çok kalın olmayan çok rahat okunan, özellikle benim yaş kuşağım (-+ 60) için ama aslında her yaş için kesinlikle önereceğim bir kitap.

Sanırım genelde “beni bir kişi anladı o da yanlış anladı” diye söylenen bir söz var. Bu kitabı ve bu bölümü okuyunca dedim ki beni bir Seneca anlamış! Ama o da anladığının farkında değil. (Seneca’nın bundan dolayı diğer tarafta bir eksiklik hissettiğini de düşünmüyorum tabi.) Stoacı Seneca’dan arabeske bağlamak da böyle oluyor.

Sayın Okurlar, günlerdir süren (ve sanki azmış gibi) bir anlamlı tartışmamız da büyüme rakamları üzerine.

“Ekonomik büyüme reel gayri safi yurtiçi hasıladaki artış oranı olarak tanımlanabilir. Gayri safi yurt içi hasıla ise belirli bir zaman dilimi içerisinde bir ülkede üretilen nihai mal ve hizmetlerin piyasa değeridir.” Sayın Okurlar, istediğiniz kaynağa gidin ekonomik büyüme için yaklaşık bu tanımı bulursunuz. Bu tanımlama siyasi, dini, ekonomik, cinsiyet, yaş, ulusal kimlik, mezhep ve dahi her ne eklerseniz ekleyin her türlü bireysel aidiyet veya tercihinizden bağımsızdır. Budur, bu kadar. Yani ekonomik büyüme kavramı sayısal-niceliksel bir tanımlamadır. Nitelik içermez. Bir başka deyişle ekonomik olarak büyüdünüz ve / veya küçüldünüz diye her şey iyi veya kötü değildir. Seneca’ya tekrar saygılarımı gönderiyorum.

Ekonomik büyüme rakamı tamamen ülkedeki diğer verilerle yan yana getirilerek bir yorum yapıldığı zaman anlam kazanabilir. Bu verilerden biri ve rahatlıkla bu yazıyı okuduktan sonra tamamen resmi sitelerden teyit edebileceğiniz, azalıyor olsa dahi nüfus artış hızımız ve yıllık işgücü arzımızdır. Ki iş gücü arzının da niteliksel tanımlaması çok ama çok kaba bir şekilde mavi yakalı iş adayı / beyaz yakalı iş adayı olarak da yapılabilir. İşte bu durumda aralıksız olarak yatırımlar + yönde gitse dahi, yüksek teknolojili olmaları halinde (aksi başka sorun) büyüme değeri pozitif çıkarken istihdam değeri – yönde rahatlıkla olabilir. Yani madem büyüyoruz o zaman bu işsizlik neden sorusu anlamsızdır. Evet bir ülke değerlendirmesini çoklu veriler ile yapmıyor ise büyüyen bir ekonomide istihdam niye düşüyor gibi saçma bir tartışmaya girebilir. Algılanması gereken yatırımın niteliği yükselirken işgücü arzının nicelik ve niteliğinin aynı paralelde olmadığıdır. (Seneca yaşasaydı benden geçmişteki yazılarım dahil sıkı bir telif hakkı isterdi.) Nüfus nicelik nitelik ve buna bağlı diğer konuların (ulaşım, tarım, sağlık, yargı, eğitim ve aklınıza her ne gelir ise) planlaması yapılmadan, ülke sürekli inşaat, yol, köprü vb yatırımlarla matematik olarak (nicelik) büyütülebilir ancak nihayette ortalama nüfusun yaşam niteliklerinde hiçbir şey değişmeyebilir ve hatta negatif yönde değişebilir.

Ne olur Seneca o zaman (m.ö.:4-m.s.:65) nitelik diyebilmiş ise biz de artık bugün diyebilelim. Tartışmalarımızı tam olarak konunun özüne, niteliğine odaklayalım. Aksi halde çözemiyoruz Sayın Okurlar hiçbir sorunu.

NOT: FİLOZOFUN MUTLULUK SEYAHATNAMESİ / Epikuros’ la Felsefi Yolculuklar – Daniel KLEIN

Sinan Çakaloz

İş Analisti

 

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »