Yaşar Morpınar

Bozacı

Zeynep Kamil civarındayım.. O yanık, yarı-melodik sesi geceyi deliyor bozacının, bitişik nizam evlerin olduğu sokakta.. Oldum olası bozacının sesini duyunca duralar, uzaklaşana kadar dinlerim.. Üzülürüm nedense.. O kar, kış, kıyamette, gece vakti bir dolu yolu tepmelerine mi, gittikçe ağırlaşan o güğümü taşımalarına mı, bilmem.. Geçen yıllarda bir iki kez eve …

Devamı»

Yıllar Var Ki

Yıl 1968.. Ankara’da kapalı spor salonunda Arcan ile Liselerarası Müzik Yarışması’nın Ankara ayağını izliyoruz.. Salon hıncahınç dolu.. Hava karlı.. Karşı tribünlerden biri bir kartopu fırlattı bizim tarafa doğru.. Görüyoruz kartopunun havadaki rotasını, gelişini.. “Arcan” dedim, “Oğlum bu sana doğru geliyor lan”.. Demeye kalmadan kartopu doğrudan Arcan’ın kafasında patladı.. Zaten kafası …

Devamı»

Benim Oyuncaklarım Vardı…

Kasımpaşa yılları.. 50’lerin ikinci yarısı, 60’ların başı.. Yoksul ve orta gelirli mahallerde oyuncağın az, oyunun çok olduğu yıllar.. Oyunlar; yakan top, seksek, körebe, istop, kukalı ve sek! saklambaç, çelik çomak, ip atlama, sessiz film, köşe kapmaca, birdirbir, uzun eşek, bezirgan başı, kartopu, 5 taş, 9 taş, kızak kaymak, ceviz, misket, …

Devamı»

O Eski Günler (3)

Her Cumartesi “Türkiye Radyoları”nda 21:15’te Zeki Müren’in “Merhabaaa sevgili dinleyicilerim” diye başlayıp “Allahaısmarladıııık” diye biten, Gazanfer Özcan’ın da Trakya aksanı ile eşlik ettiği çok sevilen bir programı vardı. Yine, ilk yıllar tok bir sesle anons edilen “Mikrofonda Tiyatro” veya sonraki yılların “Radyo Tiyatrosu” dinleyicileri radyoyu başından ayırmazdı. Ayrıca Celal Şahin, …

Devamı»

O Eski Günler (2)

Sonraki yıllarda Orhan Pamuk’un bir romanının da adı olan ‘’Yeni Hayat” şekerlemesinin tanesini 2.5 kuruşa yani yüz paraya satardık. Satış sloganımız ‘’Hayat da var-yüz paraya-iki tane beş-dört tane on-nane, limon okalüptüs” idi. Hayat şekerinin kilosunu Eminönü’de bir yerden 7.5 liraya alır, yüzde yüz kârla satarak 7.5 lira kazanırdık. Sana yağlar …

Devamı»

O Eski Günler (1)

Çocukluğumuzda delikli para (yüz para =2.5 kuruş) kullanır, tanesi 1 kuruşa bisküvi alır, 2 bisküvi arasına lokum konur,  o vakitler suyu hayli temiz olan Haliç’in “Kalafat Yeri”nde yüzülürdü. Haydarpaşa- Kadıköy arasını Çankırı’lı kayıkçıların kayıklarıyla geçer, yaz geceleri hemen her akşam yazlık sinemaya giderdik. Doğan Kardeş çocukluk, Akbaba ise gençlik yıllarımızın …

Devamı»

Masum Mahkum

İlk 11 yılım Kasımpaşa’da geçti..O yıllarda müzikal bir pazarlama tekniği ile macun satan roman çocuklarından, gözüm hep darbuka çalana takılırdı, nedense..Sonra annem Eyüpsultan’dan toprak bir darbuka aldı..İşte ondan sonra elimden darbuka ve de bir dolu vurmalı çalgı hiç düşmedi.. Üniversitede olsun, iş ve sosyal yaşamımda olsun, vurmalı çalgılarla etkinliklere katıldım, …

Devamı»
Translate »