Silis’Ten Geçmişiz

Bozacı

Zeynep Kamil civarındayım.. O yanık, yarı-melodik sesi geceyi deliyor bozacının, bitişik nizam evlerin olduğu sokakta.. Oldum olası bozacının sesini duyunca duralar, uzaklaşana kadar dinlerim.. Üzülürüm nedense.. O kar, kış, kıyamette, gece vakti bir dolu yolu tepmelerine mi, gittikçe ağırlaşan o güğümü taşımalarına mı, bilmem.. Geçen yıllarda bir iki kez eve …

Devamı»

Yıllar Var Ki

Yıl 1968.. Ankara’da kapalı spor salonunda Arcan ile Liselerarası Müzik Yarışması’nın Ankara ayağını izliyoruz.. Salon hıncahınç dolu.. Hava karlı.. Karşı tribünlerden biri bir kartopu fırlattı bizim tarafa doğru.. Görüyoruz kartopunun havadaki rotasını, gelişini.. “Arcan” dedim, “Oğlum bu sana doğru geliyor lan”.. Demeye kalmadan kartopu doğrudan Arcan’ın kafasında patladı.. Zaten kafası …

Devamı»

Üst Bahçe

Duvar örtülü çepeçevre Çam ağaçlarının etrafı Soldaki dondurmacıdan doğru Bir yol gider içeriye Büyük bir kapıdan Girilir üst bahçeye İçeri girilince kaldırım bir yol Sarmaş dolaş sevgililer Ağaçların altına giderler Sonra harabelikler Çocukluğuma mahsus anılarımı Söylerler geldiğim bu yerler Mutluydum çocukluğumda Arkadaşlarla beraber Üst bahçenin duvarlarında Gezinirdik Ağaçlara tırmanırdık hep …

Devamı»

Ormandaki Ev

Eve bir patika yol giderdi Kaplardı yolu çam ağaçları Orman içindeki evin İlerisinde deniz Dalgalar vururdu kayıkhaneye Bağlı tekneler sallanırdı rüzgardan Denize giren çocuklar kıyıya Çıkarlardı buradan Sahil uzanırdı biteviye Yamacında ağaçlar Evin pencerelerinde sincaplar Gelirlerdi sabahları İçinde bir masa, masada bir şarap vardı evin Tatlı bir müzik duyulur Çav …

Devamı»

Benim Oyuncaklarım Vardı…

Kasımpaşa yılları.. 50’lerin ikinci yarısı, 60’ların başı.. Yoksul ve orta gelirli mahallerde oyuncağın az, oyunun çok olduğu yıllar.. Oyunlar; yakan top, seksek, körebe, istop, kukalı ve sek! saklambaç, çelik çomak, ip atlama, sessiz film, köşe kapmaca, birdirbir, uzun eşek, bezirgan başı, kartopu, 5 taş, 9 taş, kızak kaymak, ceviz, misket, …

Devamı»

Validebağ

Demir bir kapıdan Giriliyordu koruya. Aidiyetimin korusu Validebağ Sağda izci evi, Solda Abdulmecit’in av köşkü Gidilir bir patika yolla. Direnişimizin simgesi Validebağ Az mücadele verilmedi bu koruda Bina yapmak istediler, engel olduk Doğal halde kalsın diye Validebağ Aşıkları korusun diye Validebağ. Korunması için hep birlikte Mücadele vermiştik direnişle. Bahar gelince …

Devamı»

Kır Evi

Yeşil pancurlu, sarmaşıklı balkonlu Kır evinde yaşlı yorgun bir adam yaşardı Balkonundaki sandalyesinde Elindeki demli çayı ile uzaklara bakardı Yüzünde yaşanmışlıkların çizgileri Gözlerinde yaşlanmanın derin hüznü vardı Sandalyesine oturur avunurdu akşamları Rüzgarda sallanan ağaç dalları Evin balkonundan içeri girerdi sabahları Adamın kedisi köpeği yaşardı bahçede Kırdaki patika yol eve doğru …

Devamı»

Koru

Çam ağacının altında otururken Masa örtüsü getirdi annem Ön caddedeki mavi yeşil boyalı evimizden. Yaydı örtüyü Çam ağacının altındaki çimenlerin üzerine. İki sevgili oturuyordu Yakınlarindaki ağacın altında. Kız ürkek ve çekingen Belki de ilk aşkı İlk buluşması Tatlı tatlı sohbet ederlerken Delikanlı gulumsedi Yerden aldığı papatyayı Koydu kızın saçlarının arasına …

Devamı»

Gar

Haydarpaşa garında Adam kalıyor, Kadın gidiyordu. Yukarıda büyük saat Lacivert üniformalı kondüktör Trene doğru ilerliyordu. Kalkacağı vakit tren Etrafa beyaz bir buhar saçıyordu. Tiz bir ses çıkarıyordu lokomatif. Garın karşısında deniz Kabariyordu. Ve martılar Vapurdan atılan simit parçaları ile besleniyordu. Onu yolcu etmeye gelmişti adam Lapa lapa yağıyordu kar Adam …

Devamı»

İskele

Keşke elimde olsa da Çocukluğuma geri dönsem. Bandırma’da Vapurlarin yanaştığı iskeleye geri gitsem. İskele babalarına Balık misinalarını bağlardık Oradan denize atlardık. Bazen deniz kabarırdı, Ayvozoski’nin Denizin deli hallerini anlatan tablolarındaki gibi. Sonra deniz taşıyordu kaçıyorduk. Romen gemiciler LM sigarası gönderirlerdi gemiden bize. Midye toplardık balık yemi için Yosunlu dubaların ayaklarından topladıklarımızı …

Devamı»

Taşlık Sokaklar

Bir at arabası geliyordu seher vakti, Şehrin, taşlık sokaklarından, Kumlu, çakıllı engebeli yolundan yürürken, Ateş çıkıyordu arabanın tekerleklerinden, Zorlanıyordu, zaman zaman, Tökezliyordu arabanın atı, Kafasında kasketi, üzerinde deri yeleği, Arabanın sürücüsü kamçıladı atı, Kum torbalarını taşımak için, Taşlık sokaklarından, İki katlı mavi yeşil boyalı evlerin, Duman tütüyordu bacalarından, Çelik çomak …

Devamı»

O Eski Günler (3)

Her Cumartesi “Türkiye Radyoları”nda 21:15’te Zeki Müren’in “Merhabaaa sevgili dinleyicilerim” diye başlayıp “Allahaısmarladıııık” diye biten, Gazanfer Özcan’ın da Trakya aksanı ile eşlik ettiği çok sevilen bir programı vardı. Yine, ilk yıllar tok bir sesle anons edilen “Mikrofonda Tiyatro” veya sonraki yılların “Radyo Tiyatrosu” dinleyicileri radyoyu başından ayırmazdı. Ayrıca Celal Şahin, …

Devamı»
Translate »