Veda Yazısı Mı Kaybetme Yazısı Mı?  

Bu yıl nelere veda ettik, neleri kaybettik ve bu kayıplar yeni kayıpların yeni vedaların habercisi mi bilmiyorum, Sayın Okurlar. Bu yazı neyin yazısı onu da  bilmiyorum. Ama iç açıcı bir yazı değil. Sanki iç açıcı bir şey yazdın mı diyenler çoğunluktur. Ne alaka bilmiyorum ama ben yazı için bilgisayarı değil kalemi tercih ederim. Kalemleri çok severim. Onlarca değil ama dolma kalemlerim, tükenmez kalemlerim, kurşun kalemlerim var. Toplantılarda ve gereken her yerde yeni nesil gibi telefonuma, bilgisayarıma değil not kağıtlarıma, dolmakalemimi kılıfından çıkarıp yazmayı çok severdim. Onun kağıttaki hareketi doğal akan arı bir nehir gibiydi. Kalemimle yazdığım günleri, ayları kaybettim.

Geçen yıl bu ay Çin’ in Vuhan kentinde başladığı açıklandı salgının. Sonra kıta Avrupa’sı ve sonra bize geldi. İlk zamanlarda Çin’in yaşayacağı olası ticaret hacmi kaybının bize fırsat bile olabileceği düşünüldü. Şimdi Çin’den aşı bekliyoruz. Öngörümüz var mıydı da kaybettik bilmiyorum.

Yaz aylarında nedense pandeminin hafifleyeceğini düşündük. Normale! dönmeye başladık. Okulları açarız dedik. Olmaz diyenlere adeta eğitim karşıtı gibi baktık her kesimden. Sonra biraz açıp, sonra kapattık. Şimdi aşı gelse ve -hangi süreçte- hiç değilse % 50 oranında aşılama yapılsa bile önlemlerin daha aylarca sürmesi gerektiğini biliyoruz.

İnsanlar yaşamlarını yitirdiler. (Kaç kişi tartışmak bile acıdır.) Yaşamlarını yitirmeyenler ölümle dans ettiler. (Olasılığın düşük olduğunu bilsek de yüzleştiğimiz anda duygu matematiği değiştirdi.) Şu ana değin virüsle yüzleşmeyenler hep (balıkçıda okey oynayanlardan, asker uğurlayanlardan, denizde eller havaya diyenlerden, vb vb bahsetmiyorum) yüzleşme korkusuyla yaşadılar, yaşıyoruz. Ama aynılığımızı kaybetmedik! Yaşıyoruz! Aynen.

Aylardır kızlarıma sarılamıyorum. Sarılmayı kaybettik. Gerekir miydi bilmem özlemi kazandık.

Aşklarımızı kaybettik. Kim bilir bilmediğimiz, söylemediğimiz aşkları da kaybettik. Aşksız bir yaşamı kazandık belki de.

Saygıyı kaybettik. İki günlük sokağa çıkma yasağında bir çuval unu alma akıllılığını kaybetmedik.

Esnafın sorunlarını konuşmayı kazandık! Esnafı kaybetmesek daha iyi değil miydi?

Sağlık ordumuzun kahramanlığını gördük. Ama yaşamlarını kaybetmelerini saymazsanız o konuda bir şey kaybetmedik! Çünkü sorunları en iyimser yaklaşımla aynen duruyor.

Trafikte hiçbir şeyi kaybetmedik. Trafik de sıkışık, toplu ulaşım da.

İşler kaybedildi. Ama işini kaybetme haberi ile ödül kazandı basın. İyi mi kötü mü siz karar verin.

Ama bir şeyi hiç kaybetmedik. Israrla geleceğimizi, pandemi olmasaydı da geleceğimizi sakince, kırmadan, dökmeden konuşmama alışkanlığımızı kaybetmedik. Geleceğe hangi siyaset/toplum felsefesi ile yaklaşacağımızı ısrarla hepimiz konuşmuyoruz. Sanırım konuşmayacağız da. Ama biz konuşmadıkça corona olsa da olmasa da kaybedeceğiz. Ama kaybetmeyi kaybetmeyeceğimiz  istikrar gerçeği bir teselli ise diyeceğim yok.

Şu anda yaşayanlar dahi en az bir yıllık hayatı kaybettiler. Bu süre geri gelmeyecek.

Umarım yeniden görüşürüz. Görüşemezsek sağlıklı, mutlu, huzurlu yıllar dilerim.

Fotoğraf : Pixabay

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »