Marmara  

Biliyorsunuz Marmara Denizi’nde müsilaj sorunu var. Aslında bu sorun bir sonuç bilim insanlarına göre. Neden ise, Marmara denizinin kirlenme ile ölmesi. Peki neden Marmara öldü? Peki sorun sadece Marmara mı? Hadi gelin o zaman olayı Marmara’dan, Türkiye’den soyutlayarak (Doğanın kara, hava, deniz vb her ne derseniz siyasi sınırları,  gümrük kapıları yoktur) kavramsal olarak tartışalım.

Sayın Okurlar, dünya 4,5 milyar yaşındaymış yaklaşık. Önünde de daha birkaç milyar yıl varmış. İnsan ömrünün uzunu ise 100 yaşın biraz üzerinde. Yani ortalama yaşımızın dünya yaşı içerisindeki zaman dilimi denizde damla mıdır bilmem.

Zaman kavramının bizim ve dünya (doğa diye de okuyabilirsiniz) için bu kadar farklı olması, yaşamın insan ve doğa içinde farklı süreçler içermesi sonucunu getiriyor. Hayata ister yaradılış, ister büyük patlama penceresinden bakın dünya yaşı bu ve dünyanın (doğanın) işleyiş kuralları da belli. Kendine bırakın, bu dünya kendi kuralları ve kendi zaman döngüsü ile işleyecek. Bu çok yavaş olacak ve biz yavaş dönüşüme uyum sağlayabileceğiz. Ama biz (tüm insanlık) doğayı insan eli ile hızla değiştirdik, değiştiriyoruz.

Endemik (tek bir yere özgü) olmayan ve benim bildiğim en hızlı büyüyen ağaç çam. Çam ağacının  yetişkinlik süresi 60 yıl gibi diye biliyorum. Dünya yaşı için nedir ki? Yani biz bugün bir çam ağacını kesip yerine bir fidan diksek (ağaç dikemeyiz fidan dikebiliriz, o büyür ağaç olur) 60 yıl sonra yetişkin olacak. Bir başka deyişle dünya yaşı rahatlıkla o çamın yetiştiğini görecek. Ama bugün doğan bir bebeğin o çamın yetişkin halini görme şansı ne kadar? Ki yine bilim insanlarından dinlediğim kadarı ile ağacın tam büyümesi ile ormanlaşma süreci de başka. Yani aynı yerde çok ağacınızın olması orman olması anlamına da gelmiyormuş. Ağaçlar büyüyecek, yaprak dökecek, onlar çürüyüp toprağa karışacak, börtü böcek gelecek ve tüm eko sistem değişir ise orman oluyormuş orası. Doğa bir dengeli ilişkiler bütünlüğü. (Size okuduğum ya da izlediğim bir örneği yazayım. ABD’de kurtların sayısını artırınca, kurtlar doğal olarak bizonların sayısını dengede tutuyor, bizonların sayısı dengede kalınca otçul bitkiler artıyor ve otçul bitkiler artınca aslında bizonlar da daha sağlıklı besleniyorlar ve hatta kunduz sayısı artıyor, kunduz sayısı artınca sularda temizleniyor vb vb.)

Şimdi gelelim denizlere. Sadece Marmara’ yı değil, tüm denizleri değiştirdik, değiştiriyoruz. (Marmara iç deniz olduğu için süreç daha hızlı ve vahim) Okyanuslarda plastik kirliliği var. O plastikler çözünüyor. Nano ölçekte küçülüyor. Sonra balıklar o plastikleri yiyor. Sonra biz o balıkları yiyoruz. Tankerlerden petrol yayılıyor. Atık sular (kimyasallar dahil) denize karışıyor. Bize göre çok hızlı ama dünya tarihi için yavaş yavaş denizlerde oksijen bitiyor. Ve en sonunda genelde tüm denizler, özelde yazı konusu Marmara ölüyor, öldü. Bu sonuçlar bizim hayatımıza sığıyor. İnanın hiçbir şey yapmasak dünya kendini yeniler ama yenileme bizim hayatımıza sığmaz. İşte sorun tam da bu. Mahvetmek ve sonucunu görmek hayatımıza sığıyor ama eğer çözüm üretirsek! büyük olasılık sonucu ömrümüze sığmayacak. (Doğal çözümü beklesek o da ömrümüze sığmayacak.)

O zaman ne yapmamız gerekiyor. Hemen, şimdi, şu anda gerek bireysel gerekse kurumsal olarak atık üretimini (toplamaktan, ayrıştırmaktan bahsetmiyorum, üretmekten bahsediyorum) bitirmeye başlamamız gerekiyor. İkinci aşama zorunlu olarak üretilen atığın niteliğini değiştirmemiz gerekiyor. En sonunda da niteliği değişsin değişmesin tüm atıkları arıtarak tasfiye yolunu bulmamız gerekiyor. (Ki aslında pek bilinmiyor da değiller.)

Hemen şimdi, şu anda doğal yaşam döngüsünü genelde dünyada (özelde ülkemizde) bozmayı durdurmamız gerekiyor. Bu ne demek? Biz hangi nitelik ve nicelikte bir nüfus hedefliyoruz? Bu nüfusu kent kırsal vb nerede hangi koşullarda yaşatmak istiyoruz. Tarım algımız ne? (Doğal tarım, endüstriyel tarım.)  Felsefi olarak yaşam tercihimiz ne, bunları ortaya koymak zorundayız.

Eğer bunları yapmazsak özelde Marmara’yı sonra tüm dünyayı kaybedeceğiz. Sonra Mars’da koloni kurmayı konuşacağız. Ve lütfen unutmayalım. Bizler o koloni kuracaklar içinde ilklerden olamayacağız. Ve hatta hiç orada olamayabiliriz. Ki ayrıca zaten buna karşıyım. Neden Mars’da yaşayayım. Neden Mars koşullarına -örneğin yer çekimi- uyum sağlamak için vücudum değişsin vb.

Sayın Okurlar, önce Marmara’yı  değil önce düşünce sistematiklerimizi değiştirmek zorundayız. Önce bu gerekliliği kabul edelim sonra arkası gelir.

Düşüncelerimiz değişir ise dünya değişir.

Fotoğraf : Senem Şentürk

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »