Kum Zambağı

Güvenmek.

Tenin etkileşimidir zamanla. Kalple aynı titreştiğinde açılır. En orta yerinden kafesin. Özgürleştirerek.

İnanmak.

İnanmaktan itibaren. Kelimeleri kanatlandırarak. Ne varsa elinde. Avucundan başlayarak. Gerçeğin arayışıdır. Güvenmekten gelen cesaretle. İnanca kadar.

İnmek içindir mağaralarına insanın. Kaybolmadan. Tersine çevirerek akışı. Teninin yüzeyine asılı zamanı. Başlangıç noktasına varmaktır. Arınmaktır. Şimdiki akılla. Çocuk kalmak. Ölümsüzlüğü keşfetmektir.

Kendi izinden başkası değildir inanmak. Kıldan ince. Akıldan öte.

Tarafsız bölgedir. Sıfır noktasında. Sonsuz boyutta.

İlerlemek için sadece 1 ilmek atmak yeterlidir. Güvenle. İkincisini düşünmeden. Korkmadan. Düşmemek için. Gözlerinden. Kainatın.

Her ilmeğin an mesafesinde katlandığı yerde. Ören yazar masalı. İnanan bireyseldir. Masal ise evrensel.

İnanmak, mağaradan çıkarmaktır insanı. Birleşmektir onunla. Sonra doğrulamaktır hala yaşadığını. Beraber nefes almaktır. İçine çekmektir. Zamanı.

Beyaz bir kum zambağını koklamaktır. Burnunun ucundaki polenlere işaret parmağınla dokunmak. Dokunduklarını elinin yüze bakan yüzüne koymaktır. Kokunun izini sürmektir orada. Rengini teninin rengi yapmaktır. Burnunun dikine gidebilmek içindir. Pusulasız, insansız. Çarpmadan.

Güvenmekse.

Bağ kurmaktır. İki taraf gerektirir. İki nokta. Hareket etmek içindir.

Zorunludur. Ulaşmak için bilinmeze. Bilinemez inanca. Derinlerinde sessizliğe gömülü sese.

1 adımlık doğruyu keşfetmektir güvenmek. Öne tek 1 adımı ne kadar bilgiyle atıyorsak. O kadar güvenmektir.

Bilinmezliği akılda bırakarak sıfırla bir arasındaki dansı sonsuzluğa taşımaktır.

Bilgi gerektirir. Hissetmek gerektirir çoğu zaman. Verileri beynine anın girmesine izin vermektir bu. Sınırsız düşünmeyi sağlar. İki kişilik bilgiye dayalı iletişim yaratır. Özgündür.

Güvenmektir. Farkında olmadan. Daha çok kendine belki. Yola devam etmenin biri. Sıfırıdır. Daha da güçlenerek.

İnanmaksa.

Kirazın, ağacından yenmesi gerektiğine inanmaktır. Her defasında tırmanmak. Gövdeden başlayıp. Dallardaki bilgiyi okuyarak. Tüme güvenerek. Güçlü dalı bulup basmak. Kalın dala dayanmak. Kirazların kümelendiği ince dallara dokunup. Temasta olunan dallardan güç alarak uzanmak. Sonra kendine çekerek. En ince dallardan iki kirazı, daha bir incecik dalda parmakların üçgeniyle koparmaktır. Sonra da tadına varmaktır içinde. Oluşan kürenin. Bu tadın başka bir yerde bulunamayacağını akılda tutarak.

İnanmaktır. Kiraz ağacının dallarının çeşitliliğinin, güvensizlik yaratmak için değil. Kiraz vermesi için olduğuna. Kirazın bile sevmesini bilmek için açtığına. Tadında akıldan çıkarmamak gerekenler olduğuna. Belki de unutulan en ufak şeye. Bununla kesişen yolla varıldığına.

Güvenmek. İnanmak.

Suyu özel yapandır. Yaşamanın sırrına sahip kılan. Sarıp sarmalayandır tüm gerçeği.

Kusursuz bağlarıyla her bir parçacığının birbirine güvenmesindendir suyun oluşu. Sonra da inanmasındandır. Havaya karşı direnişinde yüzünü bulması. Çevresinin yansımasına yüzünü sürmesi. En son çizgiyle yerle göğü ayırmadan anlatması. Aklın birine ulaştırması insanı.

Ayla güneşin çekimiyle dünyanın tüm sularının aynı çizgide gelip gitmesi. Bir bütün olarak. Alçalıp yükselmesi. Tüm güçleriyle bilgili uzanışı yatağında. Akışırken. Güvenle. Varlığı inanca dönüştürmesi.

Akarsuyun buz gibi suyunu avuçlayıp içirmektir kendine. Susuzluğu bu şekilde giderecek kadar. Yağmurun ıslattığında arındırdığını hissedecek kadar. Özgür olabilmektir.

İnandırılmak vardır bir de.

Ateşini yakıp giden yıldırım kadar izini kaybettirmiş bir kimyaya.

Başka türlüsü olmazmış gibi. Oldurulur. Öldürülürcesine toprak atılır. Üstümüze. Nefesimiz eksiltilir. Fazla uzağa gidemeyelim diye. İnandırıldıklarımızla inandıklarımızmış gibi yaşatılırken. Belirli bir süre. Bütün inanışlar çökene dek. Genç sayılarak. İnanmayı bırakınca yaşlanarak. Güvenin olmadığı yere vararak. Kabullenişler başlatarak.

Oysa ki yeni bir masalla bizi bekleyen mis kokulu çocukluğumuz vardır az ötede. Unutmazsak bize bütün masumiyetiyle koşarak gelecek. Güvenle içimize sokulup yükselecek.

Binlerce yıllık bir uykudan uyandıracak.

Vakitse ..

Suyla çevrili yaşamda su olmak yerine ateş olmayı bırakmanın.

Kendinden emin adımlarla. Çöldeki vahanın inancıyla yürümek dururken. Serap görme çaresizliğinden kurtulmanın.

Bu vahadaki çiçeklerin başlarını güneşe inanarak. Ayaklarının altındaki köklü gölgelerini ise suya güvenerek hareket ettirdiklerini. Kuranı ise zamanda yansıttıklarını. Anlamanın.

Bir çiçeğin gerçek kokusunu almanın onu koparmaktan değil. Eğilip koklamaktan geçtiğini. Bilmemekten. Olduğunu, susayışın. Anlayıp. Tat almayı öğrenmenin.

Alnımıza atfedilenlerden. Olduğunu, kayboluşun. Görüp. Yalansız. Portakalı soyup. Başucuna koymanın.

En son güvenilecek dalın yaşamın en güzel meyvesini verdiğinin.

Bilindiği gün gelecektir ..

Fotoğraf : craverio_pics

 

Hakkında TanaS

Ayrıca Kontrol Et

Boşluktan mı?

Değişlerin. Aklının aklıma. Yakarışın. Sevmekten geçen bakışların. Varlığınla yokluğun arasına. Teslim edişin kendin. Tam da …

Bir yanıt yazın

Translate »