Korona Virüsünün Asıl Düşündürmesi Gerekenler

Çok kısa vadeli bakarsanız korona virüsü çok korkutucu değil aslında. Bilim insanlarını dinleyince ben bunu algıladım toplumsal açıdan. Ölüm oranı belli yaş gruplarında dahi % 20’yi bulmuyor. Korunması çok temel, çok basit kavramlara dayanıyor. Korona olmasaydı dahi hijyen daima önemli değil mi? Dünyada istatistiği bilmiyorum ama zaten her yıl gripten bir sürü insan ölüyor. (Grip aşılarının etkinliği  tartışmalı diyen kaynaklar da var.) Kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri, giderek yaygınlaşan obezite gibi bana göre kötü olasılığı en az korona kadar yüksek sağlık sorunları var. (Ve bunlara etkinliği olur olmaz öyle aşıyla da müdahale edilemiyor.) Bu nedenle tamam tedbirli olalım ama çok da karalar bağlanacak panik yapılacak bir durum yok bence. Ama şu an ve bu virüs için.

Bir saptama daha yapalım. İster yaradılışa inanın ister büyük patlamaya, genelde evrenin, özelde dünyanın kuralları var. O kurallar, o ilişkiler ağı milyon/milyar yıl sürecinde sonuçlarını veriyor.  Örneğin bizler olumsuz anlamda hiç bir şey yapmasak dahi bu dünya ısınacak/soğuyacak. Ama ne zaman? Ve eğer doğal döngüde dünya ısınır ve/veya soğur ise doğa ve biz de bu döngüde uyum sağlayabileceğiz. Ama biz bir insan yaşamına birkaç derecelik küresel ısınmayı sığdırınca uyum sürecimizi kaybediyoruz. İşte asıl sorunumuz bu. Biz ne yapıyoruz bu dünyaya? Bugün korona yüksek ölüm olasılığı nedeni ile değil, bir anda salgın ve etkileşim nedeni ile sorun. Ama yineliyorum asıl sorun biz ne yaptık da bir virüs mutasyon geçirip korona oldu. Peki ya daha beter olsaydı? Ya düşük ölüm olasılıklı yerine yüksek ölüm olasılıklı ve her yaş grubuna yayılan bir virüs mutasyon sonucu ortaya çıksaydı ne olacaktı?

Sayın okurlar, anımsayın DDT denen tarım ilacı kullanılmaya başlandıktan kaç yıl sonra kötüymüş dediler. Şu anda hayatımıza giren kaç türlü kimyasal var biliyor musunuz? Ve bu kimyasalların hangi olasılıkta, hangi yaygın ve bir aşı ile önlenemeyecek (ki yineliyorum aşılar da tüm dünyada ayrı bir tartışma konusu) sorunlara yol açtığı veya açabileceği konusunda bir fikriniz var mı? Neredeyse bebek yaşta çocuklarımızın eline verdiğimiz cep telefonlarının en iyimser (neresi iyimser) düşünememeye yol açması dışında ne zaman hangi etkiyi yaratabileceği hakkında bir fikrimiz var mı ?

Yediğimiz, içtiğimiz gıdaların içeriklerini hiç merak ettiniz mi? Ve bu içeriklerin tamamı (neredeyse) güncel olarak genelde dünyada yasal/onaylı. (Dolandırıcıların ceza hukukuna giren numaralarından bahsetmiyorum.) Ama güncel olarak yasal ve onaylı. Yarın bunlara da DDT gibi aaa zararlıymış denmeyeceğinin hiçbir garantisi yok. Örneğin bilin ki süt taş çatlasa iki günde bozulmuyor ise artık  o süt ineğin memesindeki süt değildir. (Ki ineğin nasıl beslendiğine de gelmedim daha.) Ve şimdi siz o sütü içiyorsunuz, içiriyorsunuz. O sütün kaç yıl sonra hangi tür bünye/lerde nasıl bir etkiye yol açabileceğini hangimiz biliyoruz? Doğaya karışan plastiğin hangi canlının sindirim sistemine karışıp ve orada hangi mikro organizmalarla etkileşime girip hangi mutasyonu geçirip sonra bize nasıl döneceğini biliyor musunuz?

Varmak istediğim nokta şu. İki ay vb her ne ise bu salgın bitecek. Oransal olarak (aman dikkat edin vakıa/ölüm oranı) çok da zararlı olmayacak. Ama sayın okurlar, günün birinde dünyayı değiştirdiğimiz için ne zaman,  ne kadar süreli, ne yaşayacağımızı bilmiyoruz. Ama size garanti ederim ki yaşayacağız. Ben görmem, çocuklarımız görmez belki ama insanlık görecek. Şimdi dünyanın ne yaptığına bakmadan biz ülke olarak tarımımızı, doğamızı, sanayimizi olumlu anlamda değiştirmeye başlamak zorundayız. Hemen şimdi.

Fotoğraf : Simon Berger

 

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »