Sayın Okurlar, bu yazıyı okuyun lütfen. Olay gerçek (fiilen canlı yayında izledim) yorum tabi ki kişisel, benimdir. Ne yazık ki çok uzatmadan da olsa yazının anlam kazanabilmesi için Formula 1 in o yıl geçerli kurallarına da değinmek zorunda kalacağım. Lütfen sabredin.
Şu anda tedavisi süren Michael Schumacher’i bilirsiniz. Efsanevi kabul edilen iki F1 pilotundan biridir. Bu olayın olduğu yıl dahil ne kadar çok kazandığı ve doğal olarak ne kadar ünlü olduğu konusunda detay vermek anlamsız. (Diğeri de Aryton Senna. O da yarış sırasında duvara çarpıp ölmüştü. Kadın okurlar kızmasın ama rivayetlerden biri kız arkadaşından ayrılığının bu kazaya yol açmasıymış. Neyse dedikoduyu bırakıp sadede gelelim.)
Anlatacağım olay olduğu yıl Şumi’nin (böyle anılır) arabası (çok özel, çok bilinen bir marka ve muhteşem ama o yıl F1 için yeterlilik tartışmaları vardı) çok önde değildi. Yılın son yarışında, Şumi’nin şampiyon olabilmesi için, 1. bitirmesi, puan sıralamasında o anda 1. sırada olan pilotun da en fazla 8. olması gerekiyordu. Ve yarışı 8. sırada bitirmesi gereken pilot yarışa da 1. sırada başlama hakkını almıştı. Ancak bu kadar olumsuzluk yetmedi, kalkış sırasında motor arızası yaşadı Şumi. Bunun üzerine yarışa başlamak için 22. sıraya atıldı. (Ki zaten 22 araç vardı) (F1 de önce sıralama turları yapılır en iyi zamanı yapan, yarışa en önden başlar.)
- Saptama, çok zengin ve çok ünlü bir sporcudan bahsediyoruz. Maddi manevi hiçbir şeye gereksinmesi yok.
- Saptama, herkes o yıl yarıştığı aracın sorunlu olduğunu biliyordu. Yani başarısızlığın faturası Şumi’ ye kesilmeyecekti.
- Saptama, yarışı kazanma olasılığı matematik olarak sıfıra yakın, şampiyonluğu kazanma olasılığı neredeyse sıfırdı.
Devam edelim. Yarış başladı ve daha başlarken birkaç aracı geçti Şumi. Deli gibi kullanmaya başladı aracını. Giderek yükseldi sıralamada. Bu arada F1’ de takımlar 2 araçtan oluşur. Yani 1. sıradaki pilotu koruyan bir takım arkadaşı daha vardı. Şumi onu da geçmek zorundaydı önce. O zaman da şimdi de asla lastikler bir yarışı bitiremezler. Çünkü F1 araçları sürekli olarak 300 km üstüne çıkıp (uçak 250 km civarı teker keser/ havalanır. 300 km hızı bu şekilde değerlendirin.) sonra 80 km kadar düşerler. Lastik dayanmaz. En az, en az bir defa lastikler değiştirilir. Ama bu büyük bir zaman kaybıdır. Bu yüzden hızlı lastik değiştirme antrenmanları yapılır. Şumi bu zamanı kaybetmemek için lastik değiştirmemeyi tercih etti. Yani her tur yaşamını ortaya koymaya başladı. Ve birden bam. Kameralar bariyerlerin kenarına yöneldi. Şumi’ nin lastikleri paramparça, kendisi kenara dayanmış ağlıyor.
İşte Sayın Okurlar, işte bu. Bu yazının özeti bu. Felsefesi bu. Eğer ideallerinize yaşamınızdan daha fazla değer verebileceğinizi düşünüyorsanız her şeyi deneyebilirsiniz ve bugün başarısız olsanız dahi (ki bakarsanız yarışı bitiremedi bile) bir gün başarırsınız, değiştirirsiniz.
Evet bizim hayallerimizde de başka bir Türkiye var ise ve biz o Türkiye için çalışmaya adaysak o zaman biz de kendimizin Şumi’si olabiliriz. Çok küçük adımlar bile olabilir. Üstelik yaşamımızı ortaya koymamız gerekmiyor.
Hayaliniz ne ise onun peşinden gidin. Önce deneyin / deneyelim. İnanın bir gün başka bir yaşamımız olabilir. Denemenin kendisi başarmaktır.
Fotoğraf : Chris Peeters