Düşünmek mi?

Bahçenden salınmış aklında açmakta eylenir miyim? Yoksa düşünmekte mi eylemlerim? Hareketten miyim bilinmezlerim? Bilinir miyim çizili sabitlerim kelimelerim? Ellerimden geldiğin kadar mı ilerlerim ilmeklerim? Düşüncelerinden geçerken tümüm anlar mıyım?

Yoksa anlamazlığım mıyım düşünmekteyim? Başladım mı ki? Konuşmaktayım. Duyduklarımın önünde mı şahlanmakta duvarların? Yalamaktan mı rüzgarında gördüklerim? Çarptıkça mı? Kırıldıkça mıyım? Toplanıp toparlanıp dikilir miyim tüm ihtimallerim?

İçimdesin değil miyim? Kenetlenir kemiklerim etim tenim. Çözülürken dağılmasın diye şifrelerim. Aklım taşmasın aklın. Alınmasın sana emanet incilerim. Sıkıştıkça değerlenmişsin. İçimde benim.

Sen oldukça başına uzanmış polen mi olmuş tanelerim? Ulaşır mı? Neresi ki düşündükçe tozlaşan güzel tepelerim?

Düşünmek demişken. Çıksam içindeyken kelimenin baksam şöyle gözlerine düşer miyim? Düşünce mi gelir misin aklıma ki? Geçer miyiz birbirimizden yeniden tozlarımızdan? Değişir miyiz?

Konuşsan keşke. Susmak mı ki bu? Nefeslenen aklım mı yoksa? Nabzın kimin? Kime dansın? İzin kime? İzliyorum ve istiyorum. Al işte. Ritim tutan hislerim kendiliğinden yürür anlarım. Tekrarlamaz adımlarım. Biter dururken anlar mıyım? Suslarından notaların. Sekiz sekizlik dökülmelerin avucundan damağımda tutunan tadın.

Öyle tatlı ki boşluktan aralanan sıcağın. Düşün işte. Tam da buradan düşün. Zevkten kıvrılan zamana bırakıp bırakıp düşün. Düşmeden tırmanarak en çetin dağları tepeleri ellerinle ayaklarınla bedeninle tümünle düşün. Gözlerin görmez kulakların duymaz dengeler hatırlasana. Eşitliğe açılsın adaletin diye olabilir mi? Düşün.

Düşünmek mi? Volkanlarından çıkıp geldiğin yerde buluştuğun sularından kaçarken mi aklın? Çevirmek mi sen büyürken ışıksızlığa terkedilmiş yüzmüşken diğer yüzün? Karanlık mıdır derinlerde oksijen yerine kükürtle beslenen balıkların canlı cansızların için? Sorsana hiç unutmuş mu tek bir tozlu sayfasını okyanusların? Sırtından atmak istemiş mi sarılışını varoluşun?

Ya hem sen farkında mısın kendine dönerken açtığın sırtın bıraktığın boşluğun kollamam için benim? Önünü ardını aynı anda düşünebileceğini göstermek için. Dönüp gitmen için değil senin.

Bu arada sen istediğin kadar git. Düşününce ardınızdan fazlaca. Yönden yerden zamandan  kurtulmuşken ben sen bakmadan git.

Sırtın düşünür gittiğin yerinde. Sokulur davetsiz elleri uzanırken içinde. Korkmak bu işte. Başka da ne olabilir ki? Dön dur o zaman dünyalar gibi. Özle tozdan hafif halini. Neyi bilemeden özle kendini. Soluğun yetmez buna. Demirlenecek liman ara. Batık gemilerin tutunduğu diplere yosunlan.

Ya da düşün. Arı gibi. Aç kendini bütününle gerçeğine. Alsınlar bırak balın gitsin. Düşün ki anla sen de çiçeklerden aldığını. Teslimiyet bu işte. Kadere değil kendine aklına gerçeğe. Düşün düşün ki sensiz dünya biter zannedilsin.

İster misin ki devam etsin? Düşün. Gerçek düşünce duyulur. Paylaştırır. Adaleti buldurur. Eşitlik mi aradığın? Düşündürür.

Bağırmayı bırak. İsyan etmeyi. Suçlamayı. Cezalandırmayı. Korktuğun için sarılmayı saldırmayı.

Arındır niyetlerini. Sev. Say. Gerçekten ama içten.

Düşünmek mi? Dönüştür anlamını. İsmi devir. Devir ki devrin gelsin senin.

Güzelim gerçeğim.

Fotoğraf : Ebru Günay

Hakkında TanaS

Ayrıca Kontrol Et

Ciddi miyiz?

Derin bir gecenin sularından çıkarırken uykumu. Bakmışım. Gözlerimde anlam arayan sığ denizlere dönmüşüm. Tam ortasında …

Bir yanıt yazın

Translate »