Silis'Ten Empati

Ben bir su delisiyim Bu hayata sadece iki ayakla tutunan Dünyayı iki kulaç ile gezebilen Süzülen mavi göklere doğru Ruhu...

Ne yorgunsunuzdur be hale bak kiminizin kutru kaçmış kiminizin pimi bozulmuş deformasyon desen diz boyu eh altmış sene dile kolay...

Koşuyordum ormanda Koku aldım ıhlamur ağaçları arasında Sanki o değil de orkideler mi Yoksa kestanenin geceden kalma salgısı mı Çamlar...

Denizime kara derler siyah olduğundan değil gözü pektir atılgan karadır kördür mavisini görmeyen gökyüzümün var oluşu gibi Koklamayan yeşilim yosununu...

Horoz ve tavuk aşkı oyunu yakalanmadan civcivlere öpüşmelerinin gereği sanki saf Kerem ile bakire Aslı’nın hikayesi öpüşeceksen yakalanmak yok ne...

Kapattılar bizi tahta perde arkasına sanki kadınlarıyız insanın doğaya hükmedişi sadece şehirlerde gel bakalım kırlık yere de göreyim seni ahmak...

Gökyüzüne baktığınızda görürsünüz imrenirsiniz ahengimize zannedersiniz ki hep böyledir uçmak özgürmüşçesine bazen hep beraber bazen işte öyle sıra sıra salınırız...

Sen kibir bozuntusu böbür böbür gezen dik başlı çok eşli fazla gösterişli maskülen soyunun şampiyonusun Sen bir uyandırıcısın, kurnazsın, hızlısın...

Çıkar fırınımdan her biri Hiç benzemezler birbirine Ne kadar aynı kalıbı çalışsam da Ne kadar o narin parmaklarımla Titizlikle şekiller...