Biz Öngörebiliyor Muyuz?

Asosyal, asiyasi, kendine bile muhalif bir insan olarak pes edip yazmayı bırakmıştım. Ama dayanamıyorum.  Geçenlerde ABD seçim sonuçları için bir kanalda bir sn. yorumcunun (gerçekten kanalı ve yorumcuyu anımsamıyorum kanaldan da yorumcudan da özür dilerim). Trump öngörülemez dediğini duydum. Sonra, sonra kanalı değiştirdim. İnanın bu yüzden (kendi ülkemle ilgili bir şeyi izlemeye tahammül edememekten) Afrika’da tanış olmadığım aslan kalmadı. Hani gitsem Kenya’ya “Bacım sen Sekekama (dişiydi ve gerçekten ismiydi sanırım) değil misin?” diyeceğim

Sayın Okurlar, öngörülemez olmak kötü bir şey ise mantıken öngörememek de kötü bir şeydir. Eğer böyle ise (değil, sende bozukluk var da diyebilirsiniz)  o zaman biz neyi öngördük? Üstelik bazı şeyleri görmek için çabaya da  gerek  yok. Bilim insanları zaten bir çok konuda öngörüyü hatta kesine yakın olacakları bize söylüyorlar. Bize düşen sadece bir şey yapmak. Bir şey,  her ne ise o bir şey.  Size birbirine bağlantılı iki somut konuyu yazacağım.

Biliyorsunuz İzmir depremi de (olacaklar da dahil) İstanbul depremi de yaklaşık zamanlaması  ile belli. Biz bu sayfalarda “Hemen Uygulanabilir Bir Öneri” başlıklı bir yazıda aylar önce mevcut ve yapılmakta olan yapı stoğu ile hemen yıkılması gereken konutların rahatlıkla eşleştirilebileceğini belirtmiştik. Bu mantık İstanbul için de, İzmir için de geçerli. Şimdi İzmir’de yıkılan evlerin yerine yenisini yapmayı planlıyoruz. Ve bu arada 2-3 gün önce izledim,  İstanbul’daki bu yeni yapı stoğu yıkılması gerekli evleri karşılayacak durumdaymış. Bence bilinenin teyidi. Artık bu durumda neyi öngörmek ile uğraşacağız. Deprem olacak ve bir yanda yıkılacak, bir yanda oturulacak konutlar var. Neyi bekliyoruz ? Gerçekten anlamıyorum.

Yine İzmir depreminde anımsayın trafiğin nasıl kilitlendiğini ve aralıksız saatlerce (ve her saat ne kadar değerliyken) sadece trafiğin açılması için ne kadar çaba harcandığını. Sayın Okurlar, her nerede oturuyorsanız çıkın en yakın caddenize bakın (Zaten ara sokakları boş verdim). Fiilen caddelere yasal olarak araç park izni veriyor muyuz vermiyor muyuz? Örneğin İstanbul’da belediye yönetimi değişmeden önce de böyle miydi, değil miydi? 4 şeritli çok yoğun bir caddenin iki şeridinin belediye tarafından park olarak işletildiği doğru değil mi? Ve bir deprem anında zaten iki şeridi kapalı bir caddede ulaşım nasıl sağlanacak? Ben yasal izinden bahsediyorum. Tabi ki bir de bizim kafamıza göre her yere park alışkanlığımız tamamen ayrı bir konu. Hele de dörtlüleri yaktıysak hiç sorun yok. Düşünsenize fay hattında enerji birikiyor ama birden ana caddelerde dörtlülerini yakmış bir sürü araç var depremi erteleyeyim diyor doğa.

Sayın Okurlar, aşırı basit, aşırı somut şeyler bunlar. Oysaki sorunlar çok daha karmaşık. Eğer biz sadece bu kadar somut, bu kadar basit konularda bu davranışları sergiliyorsak daha soyut, daha karmaşık konularda ne yapacağız? Veya ne yapıyoruz ?

Sinan Çakaloz
İş Analisti

Fotoğraf : Wilson Malone 

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »