Bir Minibüste 32 Kişi

Dün akşam haberlerinde İstanbul’ da bir minibüsün 30 dakika içerisinde iki kez durdurulduğunu ve ikincisinde içinden 32 yolcu çıktığını dinledim. Sanırım bir gece veya bir önceki haberde ise bir minibüsün içinden alınan görüntü vardı. Minibüs tamamen dolu. Hala yolcu alıyor. İçerdekiler polisi arayalım vb şeklinde konuşuyor. Ve geldik yine bana.

Sayın Okurlar, Allah aşkına minibüs sürücüsü içerdekiler dahil yolcuları silah zoruyla mı bindirdi? Tamam durmaması gerekirdi. İyi de sizin de binmemeniz gerekirdi. Bekleyin bir sonrakine binin. (Lütfen kızmak için 3. Paragrafa kadar sabredin.) Bunun bir benzeri mantık AVM’lerin pazartesi günü açılacak olması için geçerli. İlk olarak sayın Sağlık Bakanı zaten kapatmadık ki kendileri fiilen kapattılar diyor. (Eğer doğru anladıysam.) (Bu durumda kapanmayan bir yerin açılması nasıl bir süreç onu da anlamıyorum. Bu da benim önceki yazımda belirttiğim kıt algı sorunum.) Her ne ise. Sonuçta aktive oluyorlar diyelim. Bilim insanları ve bir çok kişi / kuruluş erken diyor. Tamam ona da itirazım yok. İyi de biz de ne şimdi ve ne de artık hiçbir zaman gitmeyiz olur biter. Fiilen yine kendilerini kapatırlar. Ve bu kapanış sonucunda, belki de o araziler için çok farklı şeyler düşünürüz. Örneğin hepsinin küçük botanik / hobi bahçelerine dönüştürülüp, semt sakinlerinin kendilerine yetecek bir şeyler üretmesi, çevrelerinin yürüyüş / bisiklet parkı yapılmasının sağlanması gibi. Ne kadar güzel olur?

Şimdi kızmak için bekleyin dediğim 3. paragrafa geldik. Sayın Okurlar, bir minibüse koronadan önce de 32 kişi biniyordu ve bu zaten sorundu. En azından bir kaza anında 32 kişinin zarar görmesi olasılığı ile hep yaşıyorduk. Buradaki temel sorun 32 kişi binme değildir. Çünkü bu olay sorun değil, sonuçtur. Sorun bizim korona olsaydı da olmasaydı da -bu haber özelinde- İstanbul’u ne hale getirdiğimizdir. İşte çözülmesi gereken temel sorun budur. Eğer, yineliyorum bu haber özelinde İstanbul’un nicelik ve nitelik sorununu çözersek (ki bu ülkemizin genel sorunudur aslında) bıraktım bir minibüse 32 kişinin binmesini, belki de zaten olmaması gereken bir ulaşım tipi ortadan kalkar.

İşte her şeyin bana göre en temel nedenine dönüyoruz. Biz bu ülke için ne düşünüyoruz? Bu sadece iktidarı ile muhalefeti ile siyasetin sorunu değildir. Sivil toplum örgütlerinin ve en nihayetinde her birimizin sorunudur bu durum. Ne yapabiliriz diye bir kavramı düşünemeyiz? Ben her yerde her ortamda bu mantığı farklı olayları baz alarak dile getirmeye anlatmaya çalışıyorum. Siz de bunu her yerde anlatmaya çalışabilir, örneğin bu yazıya lehte veya aleyhte yüzlerce yorum yazabilir ve adım adım daha geniş bir tartışma ortamı yaratılmasını sağlayabilirsiniz. Bu yazıyı bıraktım, ola ki, tabiki siz boşken bindiğiniz bir minibüste böyle bir tartışma çıkarsa sürücüyü polise şikayet etmek yerine binmeye çalışana “Görmüyor musun?” dersiniz. Yapabilirsiniz. Her olayda görünenin dışında bir başka yön mutlaka vardır. Ve siz farklılıkları görmeye ve bu farklılıkları dile getirmeye başlayabilirsiniz. İnanın bana bu koronaya aşı bulunmasından daha kesin bir çözümdür.

Unutmayın kayaları dalgalar aşındırıyor. Ama milyarlarca yıl içinde. Bugün gördüğünüz her farklı oyuntu / aşınma izi uzun çok uzun bir süreçteki bir damlanın emeği aslında. Ve bizde bir damlayız bu evrende. Her birimiz diğerimizden farklı bir damla. Keşke bunun farkına varabilsek, keşke bir damlanın gücüne inansak.

Sinan Çakaloz
İş Analisti

 

Hakkında Sinan Çakaloz

Ayrıca Kontrol Et

Maaş Hesaplarında Vergi Dilimleri

Son günlerin çok yoğun konularından biri maaş hesaplamalarında vergi dilimlerinin yükseltilmemesi. Bu dilimin yükselmemesi matematiksel …

Bir yanıt yazın

Translate »