Güncel gerçekleşen rakamlara bakarak normalleşme konuşmaya başladık. İtiraf edeyim serbest çalışan ve işleri doğal olarak durmuş bir insan olarak yarın sabah her şey normal denmesi (çok bencilce kabul ediyorum) ekonomik çıkarlarımla örtüşür. Ancak gelecekte toplumsal açıdan çok daha kalıcı sorunlara yol açabileceğini düşündüğüm uygulama olasılıklarına tedirginlikle yaklaşıyorum. Ama nihayette bir şeyler yapılacak ise ruh sağlığımızı da dikkate almamız gerekiyor bence. Ruh sağlığımız içinse en iyi ilacın sanat ve spor olduğunu düşünüyorum. (Bu yazıda sadece sanat tarafına değineceğim.) (Ayrıca psikolojik sorunların daha sonra fiziksel sorunlara da yol açtığı biliniyor) (Tabi aşağıda sayacağım öneriler -aslında her şey- ancak çok çok gerçekçi istatistiklerin analiz edilmesi ile uygulamaya geçirilebilir.)
Artık kapalı mekanlarda bir takım etkinlikleri icra edebilmemiz olası değil. Bu nedenle yaz aylarının getirdiği avantaj sayesinde Kültür Bakanlığı / Sağlık Bakanlığı / Belediyeler ve özel sektör işbirliği ile ;
- Yazlık sinema uygulamaları başlatılabilir. En azından İstanbul’da yeteri kadar sosyal mesafe bırakılarak katılımcıların oturtulabileceği (Ör: Maltepe / Kartal / Yenikapı sahilinde çok geniş) alanlar var. Bu alanlara rahatlıkla perde ve teknik alan kurulabilir. Oturma grupları minder veya şişme koltuklarla oluşturulur. Kolaylıkla bir sonraki gösteriye kadar toplanıp gösterim öncesi Belediye desteği ile dezenfekte işlemine tabi tutulabilirler. (Eğer yine de riskli denir ise kendi portatif sandalyelerimizi getirip kurabilmemiz için alan numaralandırılır ve her katılımcı sandalyesini o numaraya açar.) Her alanın kullanımı /düzenlenme iş yükü kapanan bir sinema salonu işletmesine bir ve / veya iki günlük verilerek bir çok yatırımcının bir gelir temin etmesi sağlanabilir. Bu alanlarda bilet ücreti Kültür Bakanlığı desteği ile düşük tutulabilir. Her akşam belirli sayı sağlık personeli ve ailelerine ayrılarak ücretsiz girişleri sağlanır. Belediyeler sadece alan kirasını çok düşük alır veya almaz veya sadece bilet üzerinden küçük bir ek pay alır. Sağlık Bakanlığı girişte ateş ölçümü yapıp ve zorunlu test örneği alarak tamamen sıradan bir dağılım ile vaka verisi oluşturur. Çok güzel bir seçki ile de sahilde yıldızlar altında sevdiğimize / sevdiklerimize sarılamasak, ellerini tutamasak da orada olduklarını bilerek görerek harika bir gece geçirilebiliriz. Ayrıca bu alanlar düz olacakları için özellikle fiziksel engelli vatandaşlarımızın da kolaylıkla erişimi sağlanmış olur.
- Birçok fuar alanımız var. Şu anda bu fuar etkinlikleri yapılamıyor. Bu alanlar çeşitli galerilere tahsis edilerek resim / heykel gibi sanat eserlerini toplumun çok daha geniş sosyal mesafeye olanak veren ve doğal havalanmanın sağlanabileceği mekanlarda ziyaret etmesi sağlanabilir. Eğer Sağlık Bakanlığı ve bilim kurulları itiraz ediyorlar ise rahatlıkla çadır galeriler yine Kültür / Sağlık Bakanlıkları, belediyeler ve özel sektör aracılığı ile kurulabilir. Tabi ki bu tür alanlar bir galerinin sıcaklığını vermeyebilir ama hiç olmamasından daha iyidir.
- Bu tür etkinliklere girişler doğal olarak çok daha kolaylıkla denetlenebilir ve sınırlı tutulabilir.
Bu iki somut öneri sadece bir mantığı anlatmaya çalışıyor. Olası gelişmelere göre ve umalım ki iyi gelişmelere göre belki daha farklı önerileri de konuşmaya başlayabiliriz. Gereksinimlerimizi sadece para / iş / aş (inanın benim için de çok çok önemliler) sınırlamayalım.
Ruhlarımızın da tedaviye / iyiliğe gereksinmesi var.
Sinan Çakaloz
İş Analisti
